69 - ALTMIŞDOKUZ SAYISININ AİLEMİZDEKİ GİZEMİ

Kıymetli, çok sevgili babamız, gerçek bir tabiat aşığı ve doğal olarak köy hayatına da özlem duyan bir insandı. Ömür boyu süren av merakı dolayısıyla her kademeden arkadaşlarıyla, her hafta sonu, zaman zaman Ankara (ikametgahımız) ili sınırlarını aşan av partileri düzenleyerek kendisine, tabiata mümkün olduğunca yakın yaşamak imkanını yaratmıştır. Askerlik görevini de bu anlamda fırsata çevirmiş, kutsal görevini güzelim İzmir'in Bayındır köyünde öğretmenlik yaparak ifa etmiş, unutamadığı anılar biriktirerek vatani görevini tamamlamıştır. Bizim köylümüzün, okumuş insana, hele öğretmene gösterdiği sevgi ve saygı malumdur. Bu anlamda onlarca anısını gözleri dolarak anlatırdı... Ancaaak bir tanesi var ki o bambaşka. Bir gün köylüler '' Muallim Bey, şehre bir medyum gelmiş, ne sorarsan biliyormuş, seni de götürelim'' demişler. Israr edilince babam merakına yenilmiş olmalı. Aslında böyle şeylere hiç inancı olmadığını, hafife aldığı konular olduğunu biliyorum. Bu teklifi, belki inanmamak konusundaki haklılığını bir kere daha test etmek ve kanıtlamak için fırsat saymış olabilir diye düşünüyorum...Neticede, toplanıp gitmişler. Öndekilerin işi bitip sıra babama geldiğinde, herkesi etkilemek için öncekilerde hipnozu deneyen ve başarılı olan medyumla babam başarı konusunda hafif yollu iddialaşmışlar. Psikolojiye ilgi duyan ve okuyan biri olarak telkin konusunda epeyce bilgisi ve inancı olan babam, bunu kullanarak hipnoz esnasında medyuma direnç göstermiş ve başarılı olmuş. 1-0 yenilen medyum meraklı izleyiciler önünde şüphesiz bu yenilgiyi kabul edemezdi. ''Yenilen pehlivan güreşe doymazmış'' ya, burada da olay, aynen o ruh halini yansıtır şekilde gelişmiş. Medyum kendini kanıtlayacak! Babama ''Bana, içinden, merak ettiğin, cevabını öğrenmek istediğin birşeyi sor'' demiş. Babam da çoğunluğumuzun merakına yenilerek soracağı o soruyu geçirmiş içinden. Ben ne zaman ö.......? Kısa bir süre kendini dinleyen medyum cebinden ufak, yuvarlak bir ayna çıkarmış, ''hoh'' yaparak buğulandırmış ve işaret parmağıyla üzerine 69 yazmış. O an için soru cevabını bulmuş oldu değil mi? Babam bile inanmıştır medyumun maharetine... Ama gerçek cevap acaba 69 yılında mı, 69 yaşında mı? (Babam1902 doğumluydu.) Biz iki defa öldük, 1969 yılı bitene kadar, bir defa da 1971 yılında, babamız 69 yaşını tamamlayana kadar... Kısacası medyum tutturamadı Olan bizim korku ile, tedirgin bir ruh hali içinde yaşadığımız iki koca yılımıza oldu. Siz, siz olun O işleri hiç karıştırmayın. Merak etmeyin, sormayın. Bileceksiniz de n'olcak?! ....Diyorken, duruyorum...Medyumun hakkını teslim etmeliyim, onu aklayacak bir notu da açık etmeliyim. Medyumun öngörülerine rağmen babamız on yıl daha yaşadı. Bir süre sonra, bir sebeple vefat tarihi rakamları yan yana geldiğinde ürpererek gördüm. (Artık tesadüf de diyecek değilim). Babam 6 Eylülde vefat etmişti. Sayısal ifadesi 6/9 Bu esrarengiz vakayı anlayan, sırrına erebilen varsa bana anlatsın. Buna ''Tesadüf'' demezsiniz inşallah. Zira size hiç inanmam! Hoşcakalın