72 - ALGI OPERASYONU HER YERDE

Eğip büküp istedikleri gibi düşündürecekler, dertleri o. (Bu bana işlemez, akıl çapım elvermez, kendime yetecek kadar, normal zekalı biriyim şükür. Kendi doğrularım var. Herkesin olmalı!) Algı operatörleri, genelde ortak yanları yalanı mübah saymak olan bazı siyasetçiler ve ekranı kullanan diğerleri. Çok normal, zira TV, etkileme alanı çok geniş bir araç. Bir çırpıda yüzbinleri, milyonları yönlendirebilir, beyinlerinin muhtevasını dizayn edebilirsiniz. Maharetinize kalmış... Maharetiniz yetmez, karşıdaki de kandırılmaya müsait yapıda olmalı. Yani ''Takma akıllılardan'' olmalı.. Bir cümle geldi aklıma, bir kitaptan... Diyor ki: ''Her fikre saygı duyanlar, hiç bir fikri olmayanlardır'' Mantıklı değil mi? Kendi doğrunu arayıp bulacağına birilerinin ağzına bakar, ardına takılıp gidersin. Kolaycılıktan mi, yetersizlikten mi? İkincisi daha acıklı, zira yapısal, yani imalattan kaynaklı, bir bakıma yazgısal. Çaresi yok gibi.. Babamdan duyduğum güzel bir söz buraya uygun düşer. '' Avam sürüklenip gider, karakter sahipleri mücadele eder''. Her şeye rağmen sürüklenmeyip mücadele etmek, maddi ve manevi anlamda yücelmek, değerlenmek için gereklidir.. Birilerinin çekim alanına kapılıp gideceğine, insan yolunu aklıyla kendisi çizmeli... Sonradan pişmanlık olduğunda bile ''Kendim ettim kendim buldum'' şeklinde tesellisi vardır... Gelelim algı operasyonlarına ve operatörlerine Göstere göstere yalan söyleyen, bir şeyleri çarpıtma gayretindeki bu adamları hiç sevmiyorum. (Canlarına kıymasalar bari) Bu, algı operatörlerinden biri, bir olayın mağdurunun başına gelenleri anlatırken ''16 yaşındaki bir kız çocuğu'' diye bahsediyor. Hele herkesin sevip saydığı, popüler, üretken bir gazeteci var kİ; Yakışmadı ama O da, 17 yaş için aynı ifadeyi kullanarak saçmaladı. Vakit geçirmeden, bu eçhel arkadaşlara, bilim adamlarının elinden çıkmış evrensel gelişim evrelerini bir yazayım belki kafalarına girer de aynı saflığı tekrarlamazlar. Daha doğrusu bu konuda algılarımızı çarpıtmaya kalkmazlar. Bebeklik: (0-2) İlk çocukluk - oyun dönemi:(3-6) İkinci çocukluk- ilkokul dönemi (7-11) Ergenlik dönemi (12-18) Başka bir ekole ait gelişim evreleri de şöyle.. Bebeklik ve ilk çocukluk (0-6) Orta çocukluk (6-12) Ergenlik (12-18) Genç yetişkinlik (18-30) Yetişkinlik (30-65) Yaşlılık (65 - ......) Biyolojik ve fiziksel olarak gelişim süreci takvimi böyle... Öğrenmişlerdir umarım ve dilerim...16 yaş ergenliğin tam da göbeği... Öyle işinize, dilinize geldiği gibi çocuk filan değil. Elinizin altında internet gibi bir hazine varken, yalan yanlış ahkam kesme hakkınız yok. Tecrübeleriniz size bir şey öğretmediyse mevcut kaynaklardan bilgilenin, komik olmayın. Gördüğünüz gibi 16 yaş çocukluğa uzak düşüyor. Doğa, o yaştaki gence üreme işlevini bile yüklemiştir. Ancak, tabii ki ruhsal olgunluğa varmadan, bu sağlıklı bir evlilik olmaz.. Sonraki günlerde TV'de, bahse konu 16 yaşındaki genç kıza ait olayla ilgili haberlerin devamından öğreniyoruz ki; o gün tanıştığı adamın daveti üzerine onun evine yemeğe gitmiş. Ne kadar cüretkar değil mi? Ertesi gün haberlerde, kendisinin sosyal medyada gözler önüne serdiği selfie'leri teşhir ediliyor ve herkes görüyor ki; zaten o bir çocuk değil Dekolte giysiler, ağır bir makyaj, botoksla şişirilmiş dudaklar, bayağılık ifadesi taşıyan davetkar, baygın bakışlar, aradığının ne olduğunu anlatıyor. Bir çocuğun gözünde o ifade o-la-maz. (Bu bilgiler ekrana dökülünce, ısrarla onu küçük bir çocuk olarak lanse etmeye çalışan budala da şaşıp kalmıştır bu çocuğa. Bu çocuk nasıl bir çocuk diye). Haydi o genç kız selfie'lerini çekti de, herkesin görüşüne açmasının amacı neydi? Piyasaya arz...Hata üstüne hata... Çoğu, macera, heyecan ararken kendisine bu feci sonu hazırlıyor... Adlarını burada vermenin anlamı yok. çoğunun isimlerine artık hepimiz aşinayız. Bir düzine kadar var. Bunlar ilgi çeken konular olduğundan, uzatılarak, abartılarak ekranda tekrarlanıyor.. O arada da 2-3 yalaka üsluplu haberci, (Neyse ki, tarzını hiç beğenmediğim bir tanesi siyasete yelken açtı, ondan kurtuldum. İşini ustalıkla yapıyordu, yetkin bir haberciydi. Hakkını da teslim etmek gerekir.) küçültme algısı yaratarak, maktulleri sütten çıkmış ak kaşık misali aklayıp masum göstermeyi, bu vesile ile katilin de fazla ceza almasına destek olmayı görev ediniyordu... (tabii ki burada haklıdır).. Garip bir şekilde hepsinin üslubu da böyle ve her olayda aynı. Ortak amaç maktulleri küçültmek...Keşke cinayetleri önlemek için yapılabilecek işe yarar bir şey bulsaydınız da O'na odaklansaydınız! Reyting için olayı dibine kadar kullanıp sömüreceğinize... Cinayetlerin sürüp gitmesi, olaylara ilişkin her tavır ve tutumun yanlış olduğunun delilidir. Hoşcakalın