47- ANNELER ve müsveddeleri

Nadir bazı engeller söz konusu olmazsa, her isteyen anne olabilir değil mi? (Köpekler bile anne oluyor derler ya!). Önemli olan, bir kadının ana olup olamadığı değil, dünyaya getireceği masuma, yaşadığı sürece, ''adanmış bir hayat''ı verip veremiyeceği... Yani fedakarlık demek olan annelikten beklentilere uyan bir kişilik yapısına sahip olup olmadığı... Ne yazık ki, bu bazılarının boyunu aşar ama kendinden bihaber söz konusu bu tipler, bu göreve hadlerine düşmese de talip olurlar. Bazıları, daha dünyaya geliş aşamasından başlayarak, çocuğun aleyhine olan, bile bile onun sağlığını, kaderini etkileyebilecek kadar önemli hususlarda bile kendi çıkarlarına yontarlar. Çocuğun yüksek menfaatleri, iyiliği, sağlığı kenarda dursun, ağrısız olsun, vücudu deforme olmasın diye Sezariyen'de ısrar ederler. Daha bencil ve merhametsiz olanlar ise doğanın yavru için ihsan ettiği mucizeden mahrum ederler bebeklerini. Göğüsler deforme olmasın diye ya sütten çabuk keser, ya da hiç vermezler. Pratikte bunlara da ''anne'' deniliyor Bir zaman önce, kanallar arasında dolaşırken, birinde ''Çukur'' adındaki diziye birkaç dakika takıldım. Bir cümle beni sinir etmeye yetti de arttı bile.. Zaten sinir olmaya programlandırıldığıma inanıyorum. Kadının biri, oğluna diyor ki ''Sütüm hakkı için...nokta nokta bilmem ne''... Süt vermekten bir hak doğuyor demek ki, bizim haberimiz yok. Ana'ya bakar mısınız, çocuğun sütünü çocuğa karşı koz olarak kullanıyor, utanmasa ticaretini yapacak, satacak! İster misiniz, Tanrının bebeğe hediyesi olan sütün bedelini, doğanın, bebekle arasında isale hattı durumunda görevlendirdiği annenin evladı olan bebecik KYK gibi ileride hayata atıldığında anneye geri ödemek üzere borçlandırılsın... İğrenç-si-niz. Şunu kafanıza sokun, evlat, dünyaya gelmek için size dilekçe vermemişti. O'nu bu dünyaya getiren, insan ise, onu en iyi şekilde bakıp besleyip büyütecek, eğitecek... Bunlar çocuğun hakkı. Çocuğun HAKLARI var, ebeveynin ise GÖREVLERİ... Basitlik ifadesi olan başka bir ''kafaya kakış''ı da söylemeden geçemem. ''seni 9 ay karnımda taşıdım.'' Yine karşıdakini borçlu, kendini alacaklı kılmak üzere dile getirilen bir saçmalık... Taşıyacan tabii. Taşımayıp da n'apcan?! Köpekler de taşıyor, üstelik senin gibi kafasına kakmıyor. Bitmedi, hemen aklıma gelen bir tane daha var. ''Saçımı süpürge ettim''. Edeceksin... Bir canı (hele de bu dünyaya ) getirmeyi oyun sandın galiba. Ne gerekirse yapacaksın, süpürge de edicen, gerekirse vileda da edicen. Bunlar , senin ona lutfun değil, görevin... O'nun sağlığı, mutluluğu, menfaatleri ne gerektiriyorsa onu yapacaksın.. Asil ruhlu, fedakar, sevgi dolu, anneler de var(Ben bir tanesini çok yakından tanıdım) Onlarla hayat, doyulmaz bir sevgi ve mutluluk şöleni gibi yaşanır. Allah bütün çocuklara ,onları önceliği sayan analar babalar nasip etsin. Çocuğunu, Yunus gibi, ''bir ben vardır bende benden içeri'' diyebileceği bir yere koyan, can anneler... Bilen bilir, evlat candan azizdir. Çocuklar; ananız kafaya kakanlardansa, takmayın! Size görevlerini hakkıyla yerine getirmeyen, emeğini, dolayısıyla sevgisini esirgemiş annelere kendinizi borçlu hissetmeyin. Kimseye hak ettiğinden fazlasını vermek için kendinizi paralamayın. Bu, anneniz bile olsa! Ne kadar ekmek o kadar köfte burada da geçerli...Emek olmadan kazanç olmaz, vermeden alınmaz... Ve istenemez bile... Tabii arsız, yüzsüzlerden değilseniz! Sevilen bir alaturka sanatçımız, müzik dünyasına girip, müstesna sesiyle hızla şöhrete erişip paraya gark olduğunda, babası hemen O'nun babası olduğunu hatırlamış ve yakınlaşmak için medyadan yürümüştü. Bazı insanların hemen yumuşamasına aklım ermez. Benim kılım kıpırdamaz, hiç acımam. Yavrun acizken, büyümek, gelişmek, hayata adapte olmak için, yaşamak için, her şeyiyle sana mahkumken ve sen güçlüyken ona arkanı dön, sonra o büyüyüp kendi çabasıyla bir yere gelince, çok çok paralar söz konusu olunca, pay almak için yanaş. Hoşgörü her zaman makbul bir şey değildir. Evladın sana muhtaçken sırtını dönüp görevlerini yerine getirmemiş olmak da affedilebilir bir şey değildir! Çocuklar bir yana dünya bir yana!.. Hoşcakalın