top of page
Ara

23- HIZLI NÜFUS ARTIŞININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

  • saybars06
  • 9 Şub 2021
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 3 May 2022

Bana son kırk yıl için, ''Ülkemizdeki en akıllı insan kimdi?'' diye sorsalar, düşünmeden adını zikredebileceğim iki şahsiyet vardır. İlki Vehbi Koç, diğeri de 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'dir. İkisi de nurlar içinde yatsınlar! Neden bu iki kişi? Onları bir arada anmanın sebebi ne derseniz, ben de ''nüfus planlaması'' derim... Bunu dile getiren başkasını görmedim, duymadım.. Onlar aramızdan ayrılalı yıllar geçti, ondan da epey önce bu sorunu ortaya koymuşlardı. Vizyoner diye adlandırıyoruz ya, bu insanlar da öyle işte! Halen böyle, ileriyi gören, konunun önemini kavramış başka biri de çıkmış değil, ne yazık! Vehbi Koç bu konudaki duyarlılığı ve yaptıkları ile Avrupa'dan bir ödül almıştı. Bugün bile sözü edilmeyen bu konuya seneler önce dikkat çekip, bazı girişimlerde bulunmuş olmaları, onların akil, ileri görüşlü olduklarının delilidir. Onlar kadar değilsem de, ben de bu konuda pek çoklarından ileri görüşlüyüm. Bilinçli, ölçüp tartan, muhakeme edip sorgulayan bir genç olduğumdan beri kontrolsuz nüfus artışı benim 1 numaralı ülke sorunumdur, derdimdir. Ülkeyi idare edenlerin aymazlığını, konuya uzaklığını aklım almaz, neye yoracağımı bilemem. Lisedeydim, babacığıma sormuştum yönetenlerin niçin bunu sorun etmediğini. O da bana makul gelen bir neden göstermişti. ''Evladım geniş ülke topraklarının, sınırların korunması, savunması için asker nüfusunun fazla olmasına ihtiyaç var'' diyerek. Bu cevap makuldü, zira o zamanlar savaş teknolojileri, araçları bu kadar gelişmiş değildi.İnsan gücünün önemi daha büyüktü.Ama artık öyle değil Her alanda var olan sorunların, yetersizliklerin nedeni hızlı nüfus artışıdır. Kaynaklar ihtiyaçları karşılamaya yetemez hale gelirken, her alanda kalite düşüşü de ortaya çıkıyor.. Bence nüfus artışını teşvik eden her girişim gaflettir. Bir akıllı çıksa dese ki: ''İki çocuktan fazla yapmayın.'' Bazıları ayağa fırlar, insan haklarından girer, demokrasiden çıkarlar. Çok değil, 15-20 yıl sonra gecikmiş olarak alacakları önlem yine budur. Ancak çok gecikince yetersiz kalarak dertlerimize ilaç olamayacağından, o gün daha radikal davranmak zorunda kalacaksınız.Canınızı çoook yakacak SU sorunu kapınızda... Üreyin durun bakalım ! Eğitim görmüş, şartları vasatın üstündeki aileler bir iki çocuk yapıyor, dünyadan çekip gittiğinde yerini dolduracak kadar. Ama çöp alanının yanında, sefalet içinde yaşayan adam iki kadın alıp, on çocuk yapmaya cür'et edebiliyor. Bir zamanlar mağarada yaşayıp, iki kadından on sekiz çocuk edinerek kaldıramayacağı bir yükün altına giren bir zavallı ahmak, yetkililerin yolunu kesip utanmadan belediyeden, valilikten yardım dileniyordu. Sen, bu bilinçsizlik ve cahillik içindeki insanlara nasıl ''üreyin'' dersin? Nüfus artışı kalkınma hızını sollamıştır. Devlet bunu kontrol altında tutmalı, ''rasgele'' deyip çayıra salarak meydanı boş bırakmamalıdır. Bir çocuk dünyaya getirmek çok ciddi bir iştir.. İki ayaklı doğmuş olmak insan olmaya yetmiyor. İnsan olabilmek için beynimizi kullanmak zorundayız. ''Allah rızkını verir'' diyerek, imkansızlıklarını hesaba katmadan, düşünmeden çocuk dünyaya getirip onları sefil, perişan eden beyinsizler anlamalılar ki, Allah bizi aklımıza emanet ederek dünyaya salıyor, ufak işlerle uğraşmıyor. Ama ''Allah verir'' dediğiniz rızık, bir kuru ekmekse o başka ! Şu tartışılmaz bir gerçektir ki; -İnsan sevgisi- olan birisi, toplumu çok çocuk yapmaya teşvik etmez.Yüksek sosyo-ekonomik ve kültürel şartları olanların zaten kimsenin tavsiyesine ihtiyaçları yok. Buna kendileri karar verecek ehliyete sahipler. Bu tavsiyeye yarım, hatta çeyrek aklıyla kanabilecek olanlar, eğitim-kültür- ekonomik bakımdan şartları düşük olan insanlar. Onları, imkan filan hesaba katmadan, kıtlık ortamlarına mahkum etmek üzere çocuk dünyaya getirmelerine teşvik etmek yazıktır, günahtır. Eğer benim gibi hasseten çocuklara merhametiniz, hassasiyetiniz derin ise bunu yapmamalısınız. Bir çocuğun canının çektiği çok şeylere erememesi, her konuda mahrumiyet yaşaması, insanın içini çok acıtan bir durumdur ve bu şartlarda yetişen çocuk herşeye hasret, tatminsiz, güvensiz, aşağılık duygusu ruhuna sinmiş, hasta ruhlu kişiler olarak yetişecektir. Çocuk sayısı arttıkça rızıkları büsbütün küçülmektedir.. Bu beni çok yaralar, bir çocuğun yoksulluk ve açlık içinde yaşayabileceği acıların hayaline bile yüreğim dayanmaz. İnsan olan beni anlar. Bu, kimsenin derdi değil, o yüzden 3 çocuk, 5 çocuk diyorlar. ''Açken market alışverişi yapmayın'' derler. Neden derler, çünki açken daha az seçici olursunuz, luzumlu, luzumsuz herşeye gider eliniz. Sepetiniz pek de lazım olmayan şeylerle dolar, taşar. Düşünün ki; Yoksul insanlar hep o yetersiz şartlarda, canı hep bişeyler çeker durumda yaşıyorlar. Küçücük canları bu sefalet ortamlarının ortağı etmeyelim. Çok çocuk doğurmak marifet değil. Köpekler de doğuruyor... Empati yeteneğiniz güçlüyse, hayatı dinmeyen yoksunluklar içinde yaşamanın zorluğunu siz de hissedebilirsiniz... Hoşcakalın

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
79 -İNSANI İNSAN YAPAN DETAYLAR

TÜSİAD Başkanı ve TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı ifade vermek için mahkemeye getirilmişler. Sanki bitmeyi bilmez koridorlar...

 
 
 

Comments


©2020, sibelius tarafından kurulmuştur.

bottom of page