53- YAHU NEREYE GİDİYORUZ?...DOĞU'YA ve de AŞAĞI'YA

Bizimkiler Amerika'dan, Avrupa'dan koptu gitti. Nereye mi? Ortadoğu'ya, Araplar'a sardırdılar. Bu günkü iktidar, şüphe yok ki kendilerine o kültürü daha yakın buluyor , kan çekiyor. Birinden kalkıyor ötekine koşuyorlar, doyamıyorlar. Hele Amerika'nın kendilerine yaptığı münasebetsizliklerden , diplomaside hoş görülemez boyuttaki patavatsızlıklardan sonra bizimkiler Fizan'a kadar kaçsa yeridir. Hafızam kuvvetli değil, daha ne malzeme vardı bu konuyu besleyecek kim bilir ! Unutulmayanlar ile idare edeceğiz artık. ''Stratejik ortak'' ünvanının ilk olarak tarafımıza tevdi edilişinde Özal devrini yaşıyorduk. (Kendisine Allahtan rahmet diliyorum) Özal, ABD'de, Bush ile yan yana gelip de bizden stratejik ortak olarak bahsettiklerinde mutlu bir mahçubiyet hali yaşar ve bunu çok belli ederdi. Ama her defasında... Zamanımızda kullanılan ''sevindirik olmak'' deyimi tam da bu ruh halini ifade ediyor gibi. Ben ilk defa kullandım ama aynen karşılıyor. O duygusal halin tercümesi gibi. Bence bu hissiyat bugün de devam ediyor. Onların yanında yeterince rahat olamıyoruz. Bizimkilerin hallerinde hep bir tedirginlik ifadesi oluyor. Sarmaş dolaş kucaklaşmalar bile kesmiyor. Halbuki İslam dünyasıyla muhabbetleri komplekssiz, rahat, huzur içinde geçiyor, o yüzden bizimkileri çekiyorlar. Tencere kapak meselesi. Bir de bu Batılılar durmadan bize böyle diplomatık üsluba yakışmayan laflar çaktıkça daha da aşağı gidiyoruz. Unutamayacağım, çok şeyler anlatan bir sahne: Bizimkiler Amerika'da, dar uzun koridor gibi bir mekanın sol duvarı boyunca, sandalyeden hallice oturaklarda yan yana , kolye gibi dizilmiş oturuyorlar. Karşılarında Trumph, ayakta, küstahlığına riyakarlığı da kattığı şahsına özgü üslubuyla konuşuyor. '' Şunlara bakın hele, Hollywood yıldızları gibi.''.......vs (devamında aynısını söyleyemiyeceğim,''sanki sete gitmek için sıra bekliyorlar'' gibi benzeri boş laflar.) Gazete arşivlerine ulaşabilse insan ne güzel olurdu! Bizimkiler, çekindiği bir büyüğü tarafından başı okşanan kabahat yapmış bir çocuk gibi, memnun, mahçup, azıcık ezik, nail oldukları ilgiden, şakadan mutlu olmuş, içeriğin üzerinde durmadıkları besbelli, gülümsüyorlar. Objektif olarak bakıyorum. Hiç mi Hollywood yıldızı görmedik! Kara kara, birbirine benzeyen, sıradan adamlar. Trumph dalgasını geçiyor, hepsi bu. Kafatasımın içindeki arşivimde bu görüntü yerini aldı. Ne olursa olsun, adamın aşağılayıcı tavrı sinir bozucu. Yakın geçmişteki diğer bir vukuatını, herkes hatırlar . ''Aptal olma, akıllı ol'' gibi saygısız bir ifade ile uyarı göndermişti. Küstahlıkta sınır yok. Tabii karşıdakinin ne kadarını kaldırıp hazmedebildiği de salvonun dozunu belirlemede önemli bir rol oynuyor. Tabii saygısızın cesaretini de... Densizler sadece onlardan çıkmıyor. Bizimkilerin yaptığı daha da çirkin. Üstelik özel yaşama karışarak... Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un eşini biliyorsunuz. Yaşının büyüklüğüne, sonra fiziğine laf etmişlerdi. Size ne? Size mi soracaktı ''Kimi alayım?''diye. Demek ki, adam bazıları gibi kadına et gözüyle bakmıyor. Demek ki aradığı başka şeyler var. Ruh ikizi derler, kafa,dengi derler insanı çeken başka özellikler aramış ve bulmuş bunlara önem veriyor ki, seçimini sizin aklınıza gelmeyecek değerler üzerinden yapmış. Bunların söylenmiş olması bizim açımızdan utanç verici. Macron ne de olsa bir Fransız, ruhunda bir zarafet vardır, Fransız zarafetinden nasibini almıştır, o da bizimkilerin notunu vermiştir. Ne yapsaydı adamcağız? Çok ayıp çoook. Duyduğumda, bu ülkenin vatandaşı olarak yerin dibine geçtim yani... Etme bulma dünyası diyelim ! Bunu söyleyebilen daha kötüsünü duymaya hazır olmalı. Şimdilik bundan daha kötüsü yok. Hoşcakalın